Bahsettiğimiz suç tahmini bilimsel bir tahmindir.
Suç tahmini, suçluluk
alanındaki gelişmelerin kontrol edilerek bilimsel esasa dayanan ihtimaller
üzerine kurulu araştırmalardır.
Kriminoloji açısından suçlu kişinin gelecekteki davranışları
önem taşır. Bu konuda devletin kovuşturma organlarının gelecekteki planlamaları
için önemlidir.
Örnek: cezaevlerinin
sayısı, işletimi…
Suçun tahminiyle şu anda işlenmiş olan suçlar bilinerek,
örneğin 10 yıl sonra ne kadar suç oranı olacağı, cezaevinde ne kadar suçlu veya
tutuklu olacağı gibi araştırmalar önemlidir ki orada devlet planlı bir şekilde
çalışmalarını yürütebilsin.
Ancak bugüne kadar suçun tahmini yönündeki bilimsel
çalışmalar devletin planlamalarının odak noktası haline gelebilecek kadar
gerçekçi olamamıştır. Yakın tahminler olmuş fakat devletin planlama yapmasına
olanak taşıyacak kadar gelişmiş bir suç tahmini söz konusu olamamıştır.
Suçun önlenmesi ise suçun tahmini ve suç politikasıyla
ilgili bir konudur.
·
Suçluluk her toplumda kaçınılmazdır. Önemli olan
suçun daha az işlenmesinin sağlanması; yaygınlığının, şiddetinin, miktarının
azaltılmasıdır. Kriminolojinin de ana amaçlarından biri budur.
Suçun kontrolünün nasıl sağlanacağı
konusunda çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. Kişilerin güvenliğinin devlet
tarafından temin edilmesi, hukuki güvenliğin temin edilmesi, hukuk bilicinin
geliştirilmesi suçun önlenmesinde çok önemli bir yere sahiptir.
·
Ailevi ilişkilerin ve sosyal ilişkilerin
geliştirilmesi resmi olmayan kontrol
mekanizmaları içerisinde yer alır.
·
Resmi
olmayan kontrol mekanizmalar: kanunlarla sağlanan tedbirler, mahkeme
iştihatları, iyi uygulayıcılar, kolluğun ve adalet mekanizmalarının iş birliği
ve güven içinde çalışması suçlulukla mücadelede önemli bir yere sahip bir
konudur.
·
Kolluğun eğitimli olması, insan haklarına saygılı olması gerekir.
Kolluğun pek çok durumda hakkını kötüye kullandığı, insan haklarını hiçe
sayarak amaçlarına ulaşmaya çalıştığı, hafif müdahale ile olumsuz durumu
ortadan kaldırabilecek iken en ağır önleme doğrudan başvurulduğu ( orantısız
güç) ülkemizde görülmektedir. AİHM bu konularda ülkemizi pek çok olayda mahkum
etmiş durumdadır.
·
PVSK m. 16’ da açık düzenlemeler bulunmaktadır.
·
Suçu önlemek için 3. Kişilerin de
özgürlüklerinin kısıtlanabileceği zaman zaman kabul ediliyor.
Ancak kanunlarla ve zorunluluklar çerçevesinde
yapılabilir.
·
Suçu önlemek için fail dışında, suça iştirak
eden kişiler dışında 3. Kişilerin de özgürlükleri kısıtlanabilecektir.
Özellikle PVSK çerçevesinde bunu mümkün kılan düzenlemeler vardır.
·
Ceza hukukunun özel önleme etkisinin zayıf olduğu görülmüştür.
Genel
önleme: suçtan haberdar olan kişilerin / halkın bunu bir ibret saymasını
sağlayarak onların suç işlemesinin önlenmesidir.
Özel
önleme: kişinin yeniden suç işlemesinin önlenmesidir.
Ceza hukukunun özel önleme etkisinin zayıf
olduğu görülmüştür; çünkü istatistiklerde tekerrür % 80’ e yakın bir oranda
çıkmıştır. Burada cezaevlerinin olumsuz koşullarının etkisi de vardır: suçlu
çevreyle tanışma, damgalanma etkisi.
·
Tekerrür ülkemizde çok ciddi boyutlardadır.
Çocuk yaşta suçla tanışan kimselerin, % 90’ ına yakın bir kısmının tekrar suç
işlediği araştırmalarda ortaya çıkmıştır.
·
Dolayısıyla cezanın ne şekilde ve ne kadar
uygulanacağı çok önemlidir.
Dekriminalizasyon
ifadesiyle, belli bazı daha hafif olan fiiller idari yaptırımlarla ya da
özel hukuka ilişkin maddi-manevi tazminatlarla zarar giderilebiliyorsa suç
olmaktan çıkarılsın denmiştir. Çağdaş ceza hukukunda da önemli bir prensip
olarak uygulanmaktadır.
SUÇUN
ÖNLENMESİNİN YOLLARI
Önleyici
tedbirler alınması ( offendicula)
Suç oluşmadan önce suçun önlenmesine
yönelik tedbirler alınabilir. Bu tedbirlerin alınabilmesi için Ceza Hukukunda
belli koşullar öngörülmüştür. ( en önemli koşulu zorunlu olması, mümkün olması
ve kişilerin uyarılması).
Örnek:
Alarm kurulması, bekçi köpeği kullanılması olağan tedbirlerdir.
Örnek:
Elektrikli tel kullanılması için zorunluluk koşulunun sağlanıyor olması
gerekir. Askeriyede zorunluluk koşuluyla elektrikli tel kullanılabilmektedir.
·
Tedbir alındığına dair mutlaka kişiler
uyarılmalıdır. Tedbir alındığının herkes tarafından anlaşılıyor olması gerekir.
Aksi halde tamamen hukuka aykırıdır.
Örnek:
“ Köpek var” yazısı yeterli değildir. Okuma yazma bilmeyenler için bir
köpek resmi asılmalıdır.
·
Güvenlik görevlisi kullanılabilir.
·
Uyarıcı eşyalar (cüzdan, takı) gizlenmelidir,
açık bir şekilde taşınmamalıdır.
·
Alkol ve uyuşturucu bağımlılarının tedavisi çok
önemlidir.
Alkol ve uyuşturucu bağımlılarının suç
işlemedeki rolü yadsınamaz orandadır.
·
Çocuklar ve gençler başta olmak üzere tüm
mağdurların tedavisinin sağlanması tekrar suç işlenmesini önleyebilir.
·
Psikiyatrik destek de aynı şekilde önem taşıyan
bir konudur.
Hayat
Boyu Eğitim ve Şiddetle Mücadele Derneği’ nin, 2012 yılında Türkiye’ de yapmış
olduğu bir araştırma;
·
Suçluluk, 2012 itibariyle Türkiye genelinde %
8.35 artış göstermiş, 3 milyon 285 bin suç olayı meydana gelmiş, bu olaylarda 4
buçuk milyon kişi fail olarak kayıtlarda yer almıştır.
·
Terörün durduğu zamanlarda suçun artması söz
konusu olmuştur. Bu rapor sonuçlarında çelişkili görülmüştür. Terörle diğer
suçlar arasında ters orantı var denilmiştir.
·
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ nin suç bakımında en
fazla artışın meydana geldiği alan olduğu görülmüş. % 13.94’ lük bir artışla
Güneydoğu Anadolu Bölgesi ilk sırada yer almış, onu Ege Bölgesi ve Marmara
Bölgesi izlemiştir.
·
Çocuk mağdur sayısının arttığı gözlemlenmiştir.
Çocuk mağdur sayısının çocuk nufüsuna oranla en fazla olduğu bölge Ege Bölgesi’
ymiş. Onu İç Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi takip ediyor.
·
Ülkemizde faili meçhul suç oranı %21. Çok önemli
bir orandır. Faili meçhul olaylar toplam dosyaların beşte biri düzeyine
çıkmıştır.
·
Suç oranı en fazla olan il %9.34’le Antalya.
Kilis ve Muğla takip etmiştir.
·
Suçun nedenlerine baktığımızda ‘ aile konumunun işlemeyişi’ ilk sırada
geliyor. Kovuşturulan suçlarda mahkemeye yansıyan olayların özellikleri dikkate
alınarak bu tespit yapılmış olsa gerek.
İkinci sırada ‘ göç’ yer almaktadır. Göç alan yerlerde suç oranı artmıştır. Göç
almayan yerlerde (örnek, Karadeniz ve Doğu Anadolu) suç oranı azalmıştır.
·
Eğitim sistemine ilişkin sorunlar yine önemli
bir etken olarak ortaya çıkmıştır.
·
2010’ da okuldan ayrılan veya atılan çocuk
sayısı 404 bin, 2012’ de bu rakam yarım milyonu geçmiştir.
Arkadaş ilişkileri, komşuluk ilişkileri,
çocuk ve aile ile ilgili kurumların etkileri çocuk suçluluğunda önemli kabul
edilmiştir.
Aile ve Eğitim Bakanlıklarının bu konuda çok
önemli rol üstlenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder