VİKTİMOLOJİ



Viktimoloji, kriminolojinin bir alt dalı ve ayrıca da pek çok Avrupa ülkelerinde ve Amerika’ da bağımsız bir bilim dalı haline gelen mağdur bilimi olarak açıklayabileceğimiz bir daldır.
Mağdurun Ceza Hukukun’ da Kriminolojide de çok önemli bir yeri vardır. Mağrura ait özelliklerin bilinmesi esasında çok önemli olmasına rağmen uzun yıllar Ceza Hukukunda hep sanıkla ilgilenilmiş, hala da çalışmalar sanık üzerine yoğunlaşmaktadır.

·         Gerçek bir adaletten bahsedilmek isteniyorsa sanık ve mağdur haklarının dengede olduğu bir ceza yargılamasından bahsetmek gerekir. Çağdaş Ceza Hukuku, mağdurun ve sanığın haklarını dengeli bir biçimde yargılamaya taşıyan bir sistem olmalıdır. Çağdaş hukuk öncesi dönemlerde ise mağdur ön plana çıkarılırken sanık hiçe sayılıyordu. Amacımız; sanık ve mağdurun haklarını dengede tutmak, her ikisin de haklarını gözeten, eşit derecede söz hakkı veren  bir hukuk sistemi oluşturulmasıdır. Viktimoloji bu sebeple çağdaş hukuk sistemine katkıda bulunan önemli bir bilim dalıdır.
·         Viktima – Latince mağdur anlamına geliyor.
·         Viktimoloji – Mağdur bilimi olarak çevrilebilir.

HENTİG: “ Fail ve Mağdur Arasındaki İç İlişki Üzerine Gözlemler” adlı çalışmasında mağdur hakkında bilinmesi gereken çok önemli şeyler ortaya koymuştur. Bu eserde, mağdurun faille birlikte suçun işlenmesine etki etmesi incelenmiştir. Yani mağdurun da kendi mağduruyetine yol açabileceği, failin bu suçu işlemesine etki edeceği şeklinde bir yaklaşım bulunmaktadır.

·         Henting, viktimoloji kavramını ilk kez kullanan kişi olmuştur. ( 1934 yılında) 1940’ lı yılların sonunda “ Suç ve Onun Mağduru” adlı bir çalışma yayınlamıştır. Mağdurun, suçun oluşmasına nasıl bir şekilde etki edebileceği konusunda araştırmalar yaptı. Mağdurun suçtaki rolünün önemsenmesi gereken bir durum olduğunu 1934 yılından itibaren söylemiş ve eserlerinde dile getirmiştir.
Böylelikle viktimoloji doğmaya başlamıştır. Özellikle 70’ li yıllarda viktimoloji kongreleri yapılmaya başlamıştır( Hem ulusal hem uluslararası kongreler). 70’ lerin sonunda Dünya Viktimoloji Topluluğu kurulmuştur.

Viktimolojinin amacı ve görevi;  Suçun mağdurunu sosyolojik, psikolojik ve hukuki boyutları ile incelemektedir.

Viktimolojinin ilgilendiği konular nelerdir?
·         Suç mağdurunun maddi ve manevi zararının giderilmesi
·         Mağduriyetlerin daha ortaya çıkmadan önlenmesi, nasıl önlenebileceği
·         İkincil mağduriyetlerin önlenmesi
Mağdur kişi yargılama sırasında ikincil bir mağduriyet yaşayabilir. Suçlunun bulunamaması, suçlunun beraat etmesi veya gereken cezanın verilmemesi vb.
Mağdur benzer suçlardan tekrar mağduriyet yaşayabilir. Mağdurun tekrar mağduriyet yaşamaması için daha dikkatli olması gerekir.
·         Devletin mağdurlara ilişkin olarak yardım ve tedavi programları hazırlaması önemlidir.
Örnek: uyuşturucu bağımlıları için tedevi merkezlerinin açılması.
Çocuk suçlu ve mağdurlar için çocukların ıslahhanelerde tutulması, korunması önemlidir.
Kadınların şiddete dayalı mağduriyetlerinin önlenmesi için kadın sığınma evleri kurulmaktadır.
·         Mağdur olma riskini azaltmaya yönelik çalışmalar yapılması.
Örnek: kamu spotu.
Mağduriyete yol açacak faktörler nelerdir?
Tabi ki bu, suçun niteliğine göre değişiklik göstermektedir.
Örnek: hırsızlık suçunun mağduru olmamak için evin veya arabanın kilitlenmesi, alarm sistemleri kurulması, bekçi köpeği bulundurulması…
·         Zayıf veya aciz bir görüntü sergilememek önemlidir.
Eğer böyle bir durum varsa böyle kişilerin tek başına sokağa çıkması önlenmeli. Özellikle çocukların, yaşlıların, kendini idare edemeyecek durumda olan hastaların belli bazı yerlere tek başına gönderilmemesi gerekir.
·         Cüzdan ve değerli eşyaların korunaklı bir alanda tutulması, apaçık bir şekilde taşınmaması gerekir.
Örnek: arka cebe cüzdan koymak sakıncalıdır. Hırsızlığa kolay bir şekilde yol açabilir.
·         trafik suçları bakımından dikkatin dağınık olmamasına özen gösterilmelidir. Alkollü araç kullanılmamalıdır. Yaya olarak trafiğe çıkarken de bunlara dikkat edilmelidir.
·         Herkesin kendine düşen görevleri yerine getirmesinin yanında devletin de gereken güvenliği sağlaması gerekir. Devlet temel hak ve özgürlükleri gözeterek gereken tedbirleri almalıdır.
Uluslararası alanda da mağdurun korunmasına yönelik çalışmalar var. Şiddet suçları mağdurlarının zararlarının tazmin edilmesine yönelik Avrups Sözleşmesi; Ceza ve Ceza Usul Hukukunda mağdurun durumuna ilişkin Avrupa Konseyi tavsiyesi; BM Deklerasyonu ( suçların önlenmesi, suçların tedavisine ilişkin yine bir yönüyle mağdurları da gözeten hükümler söz konusudur.
·         Mağdurun korunmasıyla ilgili olarak genel olarak yapılan bazı ayrımlar vardır. Mağdurun korunması 2’ li bir ayrım dahilinde inceleniyor;
·         Suç öncesi mağdurun korunması: yani mağduriyetin önlenmesi, bu konuda neler yapılabileceği inceleniyor.
·         Suç sonrası mağdurun korunması: en az sanığa tanınmış olan haklar kadar mağdurun da haklarından faydalanmasını sağlamak, ona da söz hakkı tanımak. Mağdura, yaşadığı olayları adli organlara ayrıntılı bir biçimde açıklama olanağı vermek önemlidir.
“Silahların eşitliği ilkesi” burada ön plana çıkmaktadır.
İddia, savunma ve yargılama makamları arasında makul bir dengenin gözetilmesinden bahsediyoruz. Mağdur bakımından da önemli bir ilkedir.

Özellikle Avrupa’ da mağdurların tedavisine yönelik, gerekiyorsa terapi altında tutulmasına yönelik devlet tarafından gerçekleştirilen çok önemli hizmetler vardır. Özellikle viktimoloji içerisinde psikiyatri tedaviler geniş bir yer tutuyor.
·         Özellikle şiddet mağdurlarının ve cinsel suç mağdurlarının bu tedavi merkezlerinde ön planda olduğunu söylemek mümkün.
Bu hizmetler devlet tarafından sağlanır.

Yorumlar