Kriminolojide asıl ilgilenilen alan, yaşlıların ve gençlerin
suç işlemesi ile ilgili olan kısımdır. Kusur yeteneği ile ilgili olan kısım ise
Ceza Hukuku’nu ilgilendirir. Ancak 18 yaş öncesi dönemin de kriminolojik bir takım
anlamları bulunmaktadır.
Yaş ve suçluluk denildiğinde ilk olarak kusur yeteneği
ilişkisini aramak gerekir. Bu anlamda TCK’da verilmiş olan üçlü ayrım büyük bir
öneme sahiptir.
0-12 Yaş
Bu yaş aralığında cezai ehliyet bulunmaz. Bu kişilerin
kusuru olmadığından dolayı işledikleri eylemlerden sorumlu tutulamazlar.
12- 15 Yaş
Konu ile ilgili TCK m.31’de bazı düzenlemeler bulunmaktadır.
Yaş küçüklüğü
(1) Fiili işlediği
sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu
kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik
tedbirleri uygulanabilir.
(2) (Değişik fıkra:
29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da
onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını
algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş
olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara
özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve
sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme
yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis
cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için
verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.
Bu şartların değerlendirilmesi gerekir. Çocuğun bu yeteneğe
sahip olup olmadığını bu konunun uzmanları, bilirkişi belirleyecektir. CMK’da
Gözlem Altına Alınma başlıklı 74 sayılı maddede “fiilin hukuki anlam ve
sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip
gelişmediğine uzman hekim karar verecektir.” Denilmektedir. TCK madde 31/2 de
yer alan düzenleme doğrultusunda uzman hekim bu kişinin bu yeteneğinin gelişip
gelişmediğini yaşını da göz önünde bulundurarak değerlendirecektir. Bu kişiler
hakkında güvenlik tedbirine hükmolunacaktır.
15 – 18 Yaş
TCM Madde 31/3
(3) (Değişik fıkra:
29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da
onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet
hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil
için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.
Yaş aralığı itibari ile davranışlarının hukuki anlam ve
sonuçlarını kavrayabilecek durumda olduğu düşünülerek indirimli bir ceza
uygulanacağı söylenmiştir. Yani kişinin işlemiş olduğu suçun cezası bazı
indirimler ile uygulanır.
Çocuk Kavramı
Çocuk: daha erken
yaşta ergin olsa bile (evlilik, vs) 18 yaşını doldurmamış kişidir.
Suça sürüklenen
çocuk: kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında
soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında
güvenlik tedbirine karar verilen kişidir.
Bu kişiler çocuk mahkemelerinde yargılanacaklardır.
Bu kanun, çıocuk haklarının korunması amacıyla temel ilkeleri
vurgulamıştır. Bunlar aynı zamanda kanunun amaçları olarak da sayılabilir:
a. çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının
güvence altına alınması,
b. çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi,
c. çocuk ve ailesinin herhangi bir nedenle ayrımcılığa tabi
tutulmaması,
d. çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile
hapis cezasına en son çare olarak başvurulması, (bilindiği üzere Ceza Hukuku
son çare niteliğindedir. Bunun çocuklar hakkında uygulanması evleviyetle son
çaredir.)
e. çocukların bakılıp gözetildiği, tedbir kararlarının
uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı tutulması gerekir.
(Çocukların yetişkinlerden ayrı tutulması, suçla yeniden
karşılaşmayı önlemek, suçta profesyonelleşmeyi önlemek bakımında da oldukça
önemlidir.
Bu maddeler gibi insan haklarına dayalı, adil, etkili ve
süratli bir usul izlenmesi son derece önemlidir.
Koruyucu, destekleyici tedbirlerin neler olabileceği 5. Madde
çerçevesinde belirlenmiştir:
-
Eğitim tedbiri
-
Danışmanlık tedbiri
-
Sağlık tedbiri
-
Barınma tedbiri
-
Bakım tedbiri gibi tedbirlerin çocuklar hakkında
uygulanabileceği ifade edilmiştir.
CMK’da çocukların tanıklık yapacağı durumlarda özellikle çocuk
suç mağduru ise en fazla 1 kere dinlenmesi gerektiği ve görüşmenin kayda
alınması yönünde hükümler yer almaktadır.
Çocuk Koruma Kanunu’nun 16’ncı maddesinde göz altında
tutulan çocuğun nasıl tutuklanacağı düzenlenmiştir. Çocuk ancak çocuk biriminde
tutulabilir. Çocuğun yetişkinlerden ayrı tutulması gerekmektedir. Çocuğa nakli
sırasında zincir, kelepçe gibi aletlerin kullanılması yasaktır. Karşılaşacakları
kolluk görevlilerinin sivil kıyafetli olması gibi zorunluluklardan kanun
çerçevesinde bahsedilmiştir. Tutuklamadan mümkün olduğunca kaçınılması prensibinden
hareketle 15 yaşını doldurmamış çocuklar hakkında üst sınırı 5 yılı aşmayan fiillerinden
dolayı tutuklama kararı verilemez. Adli kontrol bu çerçevede geniş bir biçimde
kabul edilmiştir. Yani çocuk tutuklanmayacaktır ama belirli şartlar altında adli
kontrole hükmedilebilecektir.
Çocuk Koruma Kanunu çerçevesinde çocuk mahkemelerinde görev
yapacak hakimler için belirli nitelikler aranmaktadır. Tercihen çocuk hukuku
alanında uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim
almış olan hakimler ve Cumhuriyet savcıları arasından atama yapılır.
Yorumlar
Yorum Gönder