Kadın ve erkeklerin suç işleme oranları genel olarak
incelendiğinde suçluluk oranının büyük bir kısmının erkeklere ait olduğu ortaya
çıkmıştır. Ancak belki son 20-30 yılda kadın suçluluğunda, erkek suçluluğuna
çok yaklaşmasa da belli bir oranda artış olduğunu söylemek mümkündür.
Lambroso 19’uncu yüzyılda bu konuda araştırmalar yapmıştır.
“Suçluluk erkek işidir” demiştir. O dönemde dengesiz bir
oran söz konusu olduğu için böyle demiştir. Oysa günümüzde kadınların sosyal
hayata daha fazla karışmaları ile birlikte suç alanı ile temas etmiş olmaları
söz konusu olmaktadır. Günümüzdeki oranlara bakıldığında kadın suçluluğu erkek
suçluluğuna göre yaklaşık 6 misli daha azdır.
Kadınların doğrudan doğruya suçun faili olmasalar bile
işlenen suçlarda dolaylı bir şekilde katkıda bulundukları gözlemlenmiştir.
Araştırmalarda hırsızlıkların yüzde 10’luk bir diliminde
kasten öldürme ve yaralamaların yüzde 25 ila 30’unda suçun nedensellik yapısında
kadının hesaba katılması gerektiğinden bahsedilmiştir.
Bahsettiğimiz dolarlı faillik TCK’da tanımlanan dolaylı
faillik değildir. Kadının bir şekilde suçun işlenmesine vesile olması olarak
ifade edilir. Kadın sebebiyle işlenen suçlar da hesaba katılarak böyle bir veri
ortaya konmuştur.
Kadının fiziksel yapı itibari ile erkekten farklı olması
sebebiyle daha az suç işleyebileceğinden bahsedilmiştir. Özellikle geçmişte
kadın suçluluğunun neden daha az olduğu araştırılırken kadının fiziksel yapısı,
kas gücü erkeğinkine göre daha zayıf olduğundan ötürü denilmiştir. Ancak bu
şiddet ve güç gerektiren suçlar bakımından mümkün olabilir. Onun sışında tüm
suçların nedenselliğini açıklayacak bir formül değildir.
Sadece kadınlar tarafından işlenmesi mümkün olan çeşitli
suçlar vardır. Örneğin: çocuk düşürme suçu
Saf özgü suç olmasa da kadınlar tarafından sıklıkla işlenen bakım
görevinin ihlali, çocuklara kötü muamele, mağaza hırsızlığı, çocuğun kasten öldürülmesi,
fuhuş için aracılık, yalan yere yalan, suçluluğa yardım ve yataklık etme gibi
suçlar mevcuttur. Trafik suçlarının kadın suçluluğunda çok az yer kapladığı da
dikkat çekmiştir. Kadınların öldürme girişimlerinde genellikle hileli yollara
başvurdukları da araştırmalarda yer almaktadır. Örneğin zehirleme, kaza süsü
verme..
2000 yılında ülkemizdeki 71 cezaevinde yatmakta olan kadın
mahkumlar üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmada, kadınların yüzde 23’ünün
kocasına karşı suç işlediği görülmüştür. Bunun nedenlerinden biri, eskiden
kadına karşı şiddet ifşa edilmezdi.
Şiddet kavramı da günümüzde değişmiştir. Fiziksel şiddetin
yanı sıra ruhsal ve cinsel şiddet de mevcuttur. Manevi anlamda yapılan her
türlü zorlamanın da şiddet kabul edileceği bu çerçevede değerlendirilmiştir.
Kadınların suç işlemesine en başta gelen sebep aldatmadır. Suç
işleyen kadınlar değerlendirildiğinde;
·
Suç işleyen kadınların yüzde 45’i kocasından
şiddet görmüştür (fiziksel şiddet)
·
İşlenen suçların yüzde 51’i planlanmadan meydana
gelmiştir.
·
Bu kadınların yüzde 40’ı eğitimsiz kişilerdir.
(ilkokul mezunu olmayan)
·
Bu kadınların yüzde 35’inin geçim sıkıntısı
çektiği belirlenmiştir.
·
İşlenen suçlarda yüzde 70’e yakın mağdur
erkektir
·
İşlenen suçların yüzde 23’ü kocaya yöneliktir.
Kadınlar tarafından işlenen suçların tipleri incelendiğinde;
·
%45 oranında kasten öldürmeye teşebbüs
·
%21 oranında yalan tanıklık
·
%20-25 civarında fuhşa aracılık suçu sıkça
işlenen suçlardır
Suç işleyen kadınların;
·
%45’inin bekar olduğu
·
%60’ının ev hanımı olduğu
·
%43’ünün şehirde yaşadığı ortaya çıkmıştır.
Kadın zayıflığını ortaya çıkarmak için birtakım teoriler
ortaya atılmıştır. Özellikle fiziksel yapı bakımından güçsüz olmasının suça
sebep olduğunu ileri sürmüşlerdir. Hatta akıl zayıflığının buna sebep
olabileceğini ileri sürenler de olmuştur. Bu konuda bir çalışma da vardır: Möbius’un
eseri “Kadının Psikolojik Akıl Zayıflığı Üzerine”
Yine menopoz dönemi, adet dönemi, hamilelik dönemi,
hamilelik sonrası dönem gibi belli bazı dönemlerin kadın yaşamında özellikle
psikolojik değişimler yarattığı ve bunun suça sebep olabildiği söylenmiştir. Kadınlara
özgü biyolojik faktörlerin suça sebep olabileceği, hatta işlenen suçların büyük
bir kısmının çoğunlukla bu dönemlerden birinde işlendiği söylenmiştir. Ama bunun kesin bir kanıtı da ortaya konmuş
değildir.
Günümüzde kadının sosyal hayat içerisinde daha fazla yer
alması, haklarının daha fazla farkında olması ve buna karşı hakları ihlal
edildiğinde karşı koyma kabiliyetinin gelişmesi ve iş hayatında daha etkin bir
rol üstlenmesiyle beraber suça karışma ihtimali de daha fazla olmuştur.
Yine kadınların babaları ya da kocaları tarafından baskı altında
tutulmalarının onları suça itebileceği, suç olmasa bile anti sosyalizm davranışlara
itebileceği özellikle vurgulanmıştır.
Kadınların mükerrir olma ihtimali erkeklere göre çok düşük
çıkmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder