Psikolojik ve psikiyatrik teoriler suçluluğu açıklarken psikozlara değinmişlerdir. Psikozlar, psikiyatride gerçek akıl hastaları olarak değerlendirilir. Psikozlar ikiye ayrılabilir;
- Nevrozlar
- Psikopati (Psikopatlık)
Suçun psikolojik yanı araştırılırken bunlar incelenmiş.
Organik (Bedensel) Temelli Psikozlar
Bir takım hastalıklardan kaynaklanabilir. Menenjit, dolaşım bozuklukları, kalp ve damar hastalıkları, beyin tümörleri gibi iç hastalıklardan kaynaklanan psikozlar olabilir. Alkol ve uyuşturucudan kaynaklanan hastalıkları da bu psikozlar içerisinde değerlendirebiliriz.Kişilik özelliklerinin beyindeki bazı bölümlerle bağlantılı olduğu saptanmıştır. Beynin bazı bölümlerinin bazı kişisel özellikleri idare ettiği bilinen bir gerçektir. Bugün günümüzde de kabul edilmiş bir durumdur. İlk kez Moniz tarafından 1949 yılında beyin haritası çıkarılmış ve bu alanda Moniz bir Nobel ödülü kazanmıştır.
Damasro adında bir nörolog da bu alanda çalışmalar yapmıştır. Bu araştırmalarda genellikle ön beynin (frontal kısım); ahlaki merhamet gibi çeşitli vicdani duyguların, insan davranışlarının önemli bir kısmını yönlendirdiği görülmüştür. Bu alanın bir kaza sonucu hasar görmüş olması önemli kişilik bozukluklarına yol açabilir ve suç eğilimine neden olabilir. Saldırganlığı arttıran bir husustur.
Coşkusal Psikozlar
Bedensel temeli bulunmayan işlevsel bozukluklardır. Bu bozukluklar temel olarak 3'e ayrılmıştır.
1. Şizofreni
2. Paranoya
3. Manik Depresyon
1. Şizofreni
En sık görülen akıl hastalıklarından biridir. Akıl hastanesindeki hastaların yaklaşık %30'unu oluşturur. Şizofreni pek çok özelliği benzemekte olduğu için erken bunama olarak da adlandırılır.Diğer akıl hastalarından en temel farkı, şizofrenilerin gerçek ile bağlantısı kopmuştur. Şizofreni kelime anlamı olarak kişiliğin ikiye ayrılması anlamına gelir.
Şizofreni her insanda görülebilecek nitelikte duygusal tepkileri vermeyen bir kişilik yapısıdır. Kişi adeta bir duygusal küntlük içindedir.
Örneğin kişi çok yakınında bir trafik kazası olduğunda bile tamamen tepkisiz kalabilir.
Genel olarak şizofrenilerde görülen durumlar;
* Duygusal küntlük
* Kayıtsızlık ve ilgisizlik
* Gerçekle bağlantıları kopmuş veya kopma noktasına gelme
* Kim olduğunu, nerede olduğunu bilmeme
Örneğin Ben Peygamberim, Ben Napolyonum diyen bir kişi şizofreninin ileri safhalarını oluşturur.
Şizofreni dörde ayrılır. Bunların birbirlerine benzer nitelikleri vardır. Genel olarak kabaca bir ayrım olduğu söylenebilir.
Paranoid: saçma sapan fikirler ortaya atma, sabit fikirlilik yani belirli noktalarda takıntılı olma, duygusal küntlük, hayal dünyasında yaşama gibi özellikler görülmektedir.
Kantatonik: özellikle donukluk ve kas gerginliği belirgin bir biçimde görülür. Genel bir tutukluluk hali gözlemlenir.
Hebefrenik: Çocukça davranışlar ve tepkiler görülür. Yaşından beklenmeyecek derecede çocukça tepkiler görülür.
Simplex: denilen tür en ağız şizofren seviyesidir. Bütün özelliklerin bir arada bulunduğu kişilerdir.
Pek çok olayda bu özellikleri bir arada görmek mümkündür.
2. Paranoya
Şizofreniyle benzer özellikler göstermekle beraber devamlı ve sistemli bir şekilde takıntı ve saçmalama durumu görülmektedir. Bu saçmalama olarak adlandırılan şeyler, bilinçaltından gelen çatışma ve kompleksleri yansıtmaktadır.
Kişilikte açık bir anormallik söz konusu değildir. Şüpheci, evhamlı, huzursuz kişilikler de ileride paranoya ve şizofreniye dönüşebilir.
* Paranoyada şizofrenideki gibi gerçek hayattan kopma söz konusu olmayabilir.
3. Manik Depresyon
Şizofreniden sonra en çok görülen akıl hastalığıdır. %15-20 arasında akıl hastalarının manik depresif olduğu tespit edilmiştir. Manik depresyonda iki kişilik arasında bir bocalama söz konusudur: Mani ve DepresyonMani, halinde kişi aşırı derecede neşeli, içi içine sığmayan bir ruh haline bürünür.
Depresyon halinde kişi içine dönük, tamamen karamsar, kimseyle görüşmeyen bir yapıda olur. Manik depresyon ruh özelliğine sahip kişiler mani ve depresyon arasında bir gidip gelme yaşarlar.
Maninin çok üst düzeyde olduğu dönemlerde, kişi saldırgan ve kırıcı olabilir. Depresyon döneminde ise(melankoli, çöküntü) kişi ruhsal bir çöküntü halindedir. Kişi hiçbir şeyden keyif alamaz. Yoğun bir üzüntü, kaygı, huzursuzluk, geleceğe dönük bir ümitsizlik söz konusudur.
İntihara teşebbüsün en çok görüldüğü hastalıklardır.
Yorumlar
Yorum Gönder